16 Temmuz 2023 Pazar

Çağdaş Türk Milliyetçiliği

 

Çağdaş Türk Milliyetçiliği.

Dünya, ülkeler, sosyal yaşam, ideolojiler, insanlar, canlılar alemi, sürekli bir değişim içinde.

O nedenle, fikirler de değişiyor.

Bana bazen, beni solcu olarak tanıyan dostlarım şaşırarak soruyorlar. Diyarlar ki, "Sen solcu olmana rağmen, neden bu kadar milliyetçisin"

Bende her zaman şu cevabı veriyorum.  En gerçek milliyetçiler, solculardır.  Çünkü onlar milliyetçilik ile şövenizm arasındaki farkı bilirler ve şövenizmin düşmanlarıdır.

Solcular, biliyorlar ki, en temel insan haklarının başında,
ana dilde eğitim hakkı, ulusların kendi kaderini tayin hakkı ve milli haklar gelir.  Ve bu hakları savunmak gerekir.

Kendimle ilgili her zaman diyorum ki, "Ben önce insan, sonra Azerbaycan Türk'üyüm".

Dünyanın her hangi bir yerinde insan hakları ihlalleri olsa, kalbim sızlar.

Önceliklede, benim milletimin maruz kaldığı insan hakları ihlallerine tavırsız kalmam mümkün değildir.

Giriş paragrafımda, her şeyin değişim içinde olduğunu yazmıştım.

Milliyetçilik kavramı da, değişim içindedir.  Mutlak ve sabit bir milliyetçilik kavramı yoktur.

Ziya Gökalp'in, Atatürk'ün, Elçibey'in, Türkeş'in, Bahçeli'nin, Haydar Aliyev'in Türk Milliyetçiliği anlayışları bir birinden farklıdır. Benimki de onlardan farklıdır.  Güney Azerbaycanlı milli aktivistlerimizinde onlardan farklıdır.

Yaşadığımız çağda, Çağdaş Türk Milliyetçiliği benimsenmediği taktirde, Şövenizm bataklığına sürüklenmek her an için söz konusudur. Şövenizm, insanlık düşmanı bir ideolojidir.

 

Toplum değiştikçe, geliştikçe, Türk Milliyetçiliği anlayışı da gelişmektedir.

Bir kaç yıldır, Çağdaş Türk Milliyetçiliği üzerine bir yazı kaleme almayı düşünüyordum.

Bir kaç gün önce, Güney Azerbaycanlı Milli Aktivist Babak Bakhtavar dostumun, facebookta bir paylaşımını görünce, bu yazıyı yazmaya karar verdim.

Babak'ın düşünceleri ve ünlü şairimiz, Bulud Qaraçorlu Sehenden 30-40 yıl önce yazdığı şiirde anlattıkları, benim Çağdaş Türk Milliyetçiliği ile ilgili yazmayı planladığım, yazıyla örtüşüyordu.

O nedenle, daha sonra bu konuda daha geniş yazmak üzere, Babek Dostumun, yazısını sizlerle paylaşıyorum.

Bulud Qaraçorlu'nun şiirini, hem Azerbaycan Türkçesi, hemde Türkiye Türkçesiyle paylaşıyorum.

Babekin yazısı: 

Bulud Garaçorlu'nun bu şiiri Gürel. Azerbaycan Milli Hareketi bir köken ve varoluş felsefesidir dersek yanılmış olmayız. Aslında siyasi bir Halk manifestosu olarak kabul ediliyor.

Belki ve merhum Boloud Qaraçorlu'nun bu şiirini Azerbaycan milli hareketinin özü ve varoluş felsefesi olarak belirtsek, abartmamış oluruz. Gerçekten, sosyal-politik bir tezahür olabilir.

Mən demirəm üstün nəjaddanam mən

Üstün ırk olduğumu söylemiyorum.

Bilim ellerden demiyorum

Milletim diğer milletlerden üstündür demiyorum.

Davamda, yolumda

Mesleğimde ve yolumda

İnsanların hepsi arkadaştır, kardeştir

İnsanların hepsi arkadaş ve kardeştir

Hiçbir ulusu etkilemek istemiyorum

Hiçbir ulusu yağmalamaya niyetim yok.

Ne dilin ne toprağın nede emeğin

Vatanı değil dili ve emeği değil.

Hakaret etmem ya da tehdit etmem

Hakaret etmiyorum ya da korkutmuyorum

geçmişin, şimdin veya geleceğin

Ne geçmiş, ne şimdi ne de gelecek.

Ayrım yapmam, ayrıştırmam

Ayrılmıyorum, ayrı tutmuyorum.

Kardeş kardeşten, eş kocadan

Kardeş kardeşten, eş kocadan

Anne bebekten, et pençeden

Anneden evlat et tırnaktan

Kalbi gönülden, kanadı perdeden

Kalbi kalple doldur, kanatla doldur.

Grupları kırmak istemiyorum

Dayanışmayı bozmuyorum

İnsanlığın birliği benim idealim

İnsanlığın birliği benim idealimdir

Bir kardeşlik bir yoldaşlık sonsuz barış

Kardeşlik, dostluk, sonsuz barış

Dünyadaki en büyük dileğim bu

Dünyadaki en büyük dileğim

Tek bir sözüm var "Ben de insanım"

Ama bir sözüm var: "Ben de insanım"

Dilim var milletim var vatanım yurdum

Dilim var, milletim var, vatanım var, evim var!

Mantar gibi yerden kalkmadım

Mantar gibi yerden kalkmadım.

Adamım, hakkım var, bilim var

Ben insanım, haklarım var, soyum ve soyum var.

Yaratılırken bir köle olarak yaratılmadım

Yaratılmışken kul olarak yaratılmadım.

Kimsenin esiri ve esiri olmam

Kimsenin esiri ve esiri olmayacağım!

Bu asır insan için kurtuluş asrıdır

Bu akşam insanın kurtuluş akşamıdır.

Əsir olanlarda zəncirin kəsir

Tutsaklar esaret zincirlerini yırtarlar.

 

 

Mən demirəm üstün nəjaddanam mən

demirəm elim ellərdən başdır

 

Mənim məsləyimdə, mənim yolumda

millətlər hamısı dostdur, qardaşdır

 

Çapmaq istəmirəm mən heç milləti

nə dilin nə yurdun nə də əməyin

Təhqir eləmirəm, hədələmirəm

keçmişin, indisin ya gələcəyin

 

Mən ayırmıram, ayrı salmıram

qardaşı qardaşdan, arvadı ərdən

 

Ananı baladan, əti dırnaqdan

ürəyi ürəkdən, qanadı pərdən

 

Pozmaq istəmirəm mən birlikləri

insanlıq birliyi idealımdır

 

Qardaşlıq, yoldaşlıq, əbədi barış

dünyada ən böyük arzularımdır

 

Ancaq bir sözüm var "mən də insanam"

dilim var, xalqım var, yurdum-yuvam var

 

Yerdən çıxmamışam göbələk kimi

adamam, haqqım var, elim-obam var

 

Qul yaranmamışam yarananda mən

heç kəsə olmaram nə qul nə əsir

Qurtuluş əsridir insana bu əsr

əsir olanlarda zəncirin kəsir

7 Temmuz 2023 Cuma

Bağımsızlık mı? Federalizm mi?


Dostlar salam, bir kaç ay önce, bir dostuma yazdığım mektubu tekrar gözden geçirerek, federalizm ve istiqlalçilik hakkında ki görüşlerimi sizlerle paylaşmaq isteyirem.

Bu gün İran'da, molla rejiminin yıkılması sonrası yaranacaq durumla ilgili, Güney Azerbaycan Türkleri arasında farklı fikirler var.

Önemli bir kısım, büyük devletlerinin propagandalarının etkisiyle ve milli düşüncelerinin gelişmemiş olmasının etkisiyle, yeniden şah rejiminin gelmesini istemektedir.

İran nüfusunun tahminen yarıdan çoğu, 40 yaşın altında ve şah rejimini, şah faşizmini görmediği için şah faşizmini tanımamaktadır.

Yıllardır, şah yanlısı tv'ler, fars basını, batı basını,  şah döneminin laik, demokratik bir rejim olduğu konusunda, yalan propaganda yapmakta ve insanların beynini yıkamaktadır.

O nedenle, bu güçlü propagandanın etkisi altında kalan, milli kimliği şekillenmemiş soydaşlarımızın, şah rejiminin geri dönmesini istemesini şaşkınlıkla karşılamamak gerekir. Bu durum, İran'da yaşayan, diğer etnik gruplar içinde söz konusudur. Az yada çok.

 

Ama milli kimliği şekillenmiş, milli kimliğimizi korumak geliştirmek isteyen milli soydaşlarımızın da, gelecekle ilgili ne yazık ki aralarında görüş ayrılıkları vardır.

Bir kısmı, milli kimliklerini yaşaya bilmelerinin tek yolunu bağımsızlık, istiqlaliyet olarak görürken, başka bir kısmı federal devlet çözümü ilere sürmektedir.

Her iki grupta yer alan dostların esas ve tek amaçları, milli kimliğimizle yaşama arzumuzdur.

 

İran'da molla rejimi yıkıldıktan sonra, laik ve demokratik bir devletin oluşması imkansızdır.

Eğer mümkün olsa, belki bu devletin bütünlüğü altında, federal bir devlet olarak yaşamak tercih edilebilir. 

Ama farsların yönetiminde oluşabilecek devletin, laik ve demokratik bir devlet olması ad, ana dilde eğitim hakkı, yada ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını tanıması mümkün değildir.

Men inanmıram.

Güney Azerbaycan Türkleri esir millet statüsünden kurtulmak istiyorlarsa,  önlerinde, tek yol vardır.

Öz Bağımsız Devletlerini kurmak

Öz devletimizi kurunca, heç bir etnik kurumdan, ana dilde eğitim hakkımızı yada ulusların kendi kaderini tayin hakkını isteme ihtiyacımız olmayacaktır.

Bir kısım dostlarımız, bunu imkansız olarak görmektedir. Dünyada her gün, inkansız olarak gördüğümüz olaylar gerçekleşmektedir. 

Bu dostlardan birisi bana şöyle dedi, "kanuni yoldan, öz bağımsız devletimizi kurmak imkansızdır".

Doğru dedi.

Ama hangi kanunlardan bahsetti anlamadım. 

Mollaların Kanunu mu?

Geçmiş Şah Devletinin kanunları mı?

Azerbaycan Devletinin Kanunları mı?

Birleşmiş Milletler Kanunları mı?

 

Türkiye Cumhuriyeti, hangi ülkenin kanunları ile kuruldu?

Osmanlı Devletinin Kanunlarıyla mı?

Azerbaycan Devleti, SSCB kanunlarıyla mı kuruldu?

Irak'ın kuzeyinde yer alan Kürt Federal Devleti, Saddam'ın Kanunları ile mi kuruldu?

İsrail Devleti, Arap ülkelerinin kanunları ile mi kuruldu?

Örnekler çoğaltıla bilir.

 

Biz devletimizi, İnsan Hakları Beyannamesinde yer alan, Ana Dilde Eğitim Hakkı, Ulusların Kendi Kaderini Tayin Hakkı, kurallarından güç alarak kuracağız.

Molla yada Şah rejimlerinin kanunlarına göre değil.

Molla rejimi yıkıldığında öz kanunları ile birlikte yok olacaktır. Şah rejimi zaten yıkılmış ve kanunları ile birlikte yok olmuştur.

Molla rejimi sonrasında, biz ya milli devletimizi kuracağız, yada yeni yaranacak, şah rejimine tabi olarak, esir millet statümüze devam edeceğiz.

 

Bazen bana dostlarım soruyorlar, Siz nasıl Güney Azerbaycan Devletini kuracaksınız? Kadrolarınız nerede?

Bende şu cevabı veriyorum.  Güney Azerbaycan Türklerinin aydınları içinde, iki tane devlet kuracak kadrolar mevcuttur. Günü geldiğinde göreceksiniz.

 

Molla rejimi yıkıldığında, biz öz devletimizi qurmağa hazır olmasaq, Bu uğurda çalışmasaq, görünür ki, böyük ihtimalle, Amerika'nın ve diğer emperyalist güçlerin dayattığı Şah rejimi gelecek. Yada bir ayakları İslam Diktatörlüklerinin kucağında olan, Halqın Mücahitleri geleceq.

Emperyalistler, İranı bütün isteyirler. Parçalanmasını istemirler.

İran bütün qalınca da, heç bir etnik grubun, öz federe devletini qurma şansı olmayacaq.

 

İran'da Azerbaycan Türklerinin haqlarını savunan, ister istiqlalçıların, ister federeçilerin işleri çox zor.

İran'da ve Türkiye'de yada orta doğu ülkelerinin heç birinde, kendiliğinden, demokratik yollarla, demokratik devletlerin qurulma şansı yoxdur.

Suriye devleti güya biraz daha demokratiktir. Ama heç bir azınlığın, öz federal yada bağımsız devletini qurmasına izin vermirler ve vermezler. Ancaq öz silahlı gücü olanlar, zorla öz devletlerini qurmaq isteyen gruplar, bir şeyler yapmaya çalışırlar.

Onlarda, öz devletlerini qurabilseler, öz güçleriyle quracaqlardır.

 

Peki bu durumda biz ne yapmalıyıq?

Milli düşünceli insanlar (ister istiqlalçi ister federalçi) milli kimlikleri etrafında birliq yaratmalıdır.

Milli düşünceleri, milletimizin benimsemesi için, birlikte mücadele yapılmalıdır.

Bu gün, 30 Milyon'dan çok Azerbaycan Türk'ünün ne yazık ki, en fazla %20'si, milli düşüncelerin etkisi altındadır. Kalanın bir kısmı, farslaşmış, bir kısmı İran'ın tam bütünlüğünü isteyir, bir kısmı da, molla rejimi taraftarıdır.

Bizler birbirimiz ile mücadele etmek yerine, Maksimum %20 oranındaki sayımızı nasıl artırabiliriz, onu düşünmeli ve onun mücadelesine vermeliyiz.

Uluslararası camiaya, İran'da 30 milyon'dan çok Azerbaycan Türk'ünün yaşadığını anlatmalıyız. Varlığımızı bütün dünyaya ispat etmeye çalışmalıyız. Öz milli devletimizi kurmak istediğimizi haykırmalıyız.

Bu arada şunu hatırlatmak istiyorum ki, Güney Azerbaycan Türkleri, Öz devletlerini kurup, özgürleşmeleri söz konusu olmayınca, İran'daki diğer etnik grupların hiç birisi özgürleşemeyeceklerdir.

 

Kendi milli devletimizi kurup, milletimizi esaretten kurtardıktan sonra, milletimizin önüne, değişik alternatifler gelebilir.  Dünya çok hızlı değişiyor ve bizde bu değişimlere ayak uydurmak zorundayız.

Bağımsız devletimizi kurduktan sonra, önümüze şu alternatifler gelebilir.

·         Bağımsız Devlet olarak varlığımızı sürdürmeliyiz. Hiç bir başka devlet ile federal yada başka bir şekilde birlik yaratmak istemeye biliriz.

·         Kuzey Azerbaycan Devleti ile, demokratik ilkeler çerçevesinde, birleşip tek bir devlet olabiliriz.

·         Türkiye ile, demokratik ilkeler çerçevesinde birleşip tek devlet olabiliriz.

·         Yada hem Kuzey Azerbaycan, hem de Türkiye ile birleşip tek devlet olabiliriz.

·         Yada birleşme yerine, Kuzey Azerbaycan ve Türkiye ile federal yapılar oluşturabiliriz.

·         Dünyada ki diğer tüm Türk Devletleriyle birlikte, Avrupa Birliği modelinde bir birlik oluşturabiliriz.

·         Başka bir alternatif, İran'ın parçalanması sonucunda oluşan diğer milli devletler ile, federal bir yapı oluştura biliriz.

·         Orta doğu ve Kafkaslarda yer alan, diğer devletler ile Avrupa Birliği benzeri bir yapılanma olabilir.

·         Alternatifleri çoğalmak mümkün.

Bu alternatiflerden her hangi birisinin gerçekleşebilmesinin, Güney Azerbaycan Türklerinin esarettin kurtulmasının tek şartı, kendi milli devletimizi oluşturmaktır.

Yukarıda saydığım alternatiflerden birisinin hayata geçmesi, kurulacak devletimizin yönetiminin ve milletimizin ortak fikriyle gerçekleşecektir.  Yapılacak bir referandum ile gerçekleşebilecektir.

 

Bağımsız Devletimizi kurduğumuzda, pek çok sorun ile karşılaşacağız.

Bunlardan aklıma gelen en önemlileri,  İran'da kurulacak, diğer milli devletler ile aramızda oluşacak, toprak sorunudur.

İkinci bir sorun, Diğer etnik devletlerin içinde yaşayan Azerbaycan Türklerinin durumu nasıl olacaktır? Örneğin, Tahran'da yaşayan 7 milyon, Kerec'de yaşayan 1 milyon'dan çok, diğer bölgeler ve şehirlerde yaşayan toplamda en az 15 milyon Güney Azerbaycan Türk'ünün kaderi ne olacaktır.

 

Bizler, kendi devletimizi nasıl kuracağımızı, neler yapmamız gerektiğini düşünürken, bir yandan da, yukarıda yazdığım ve benzeri sorunları barışçıl yollarla çözmenin şartlarını da yaratmaya çalışmamız gerekiyor.

Ama öz devletimizi kurmanın ne kadar zor olduğunu ve yine bu tür sorunların çözümünün de ne kadar zor olduğunu bilerek, mücadelemize devam etmeliyiz.

Cemal MEHMETHANOĞLU İzmir 07/07/2023

Çağdaş Türk Milliyetçiliği

  Çağdaş Türk Milliyetçiliği. Dünya, ülkeler, sosyal yaşam, ideolojiler, insanlar, canlılar alemi, sürekli bir değişim içinde. O nede...